Son yıllarda no-code sistemlerin süksesi giderek artıyor. 2022 yılında gündemi ele geçiren GPT-3, Midjourney, Stable Diffusion ve ChatGPT gibi yapay zekâ platformları da kervana eklenince, Prompt Mühendisliği gibi gelecekte bambaşka kariyer yolculuklarına çıkmamız gerekeceğini görüyoruz.
Elimizin altında, sadece kısa bir tasvirimizle otomatik olarak hayalimizdeki internet sitesini kodlayacak araçlar, aklımıza gelen herhangi bir şeyi resme dökecek yapay zekâlar bulunuyor. Ancak ChatGPT ile sohbet etmeyi denediyseniz, bu işlemin şişede durduğu gibi kolay olmadığını fark etmişsinizdir. İşte bu noktada devreye Prompt Engineering ya da Türkçe haliyle Sufle Mühendisliği giriyor.
Hazır herkes buradayken, önemli bir konuya da karar vermemiz gerekiyor. Prompt Engineering terimini Türkçe’de nasıl kullanacağız?
Şimdilik Prompt Mühendisliği ile devam edelim.
Son zamanlarda, farklı mecralarda, bu alana dair iş ilanlarına denk geliyoruz.
Şimdi burada küçük bir nefes alıp hikayenin en başına dönelim, insanlığın varoluşuna… Yani milattan sonra 2000’li yılların başına. Ya da biraz daha geriye gidip 2. dünya savaşını ziyaret edelim. Robotluğun varoluşuna…
Bugün kullandığımız bilgisayarların ve yıllardır hayalini kurduğumuz robotların temeli, 2. Dünya Savaşı’nda Nazilerin şifrelerini kırmaya çalışan Alan Turing’in çabalarıyla atıldı. Sonrasında, robotların insanlığın dilini anlayabilmesi için Natural Language Processing (NLP – Doğal Dil İşleme) yöntemleri üzerine çalışmalar başladı. NLP ile amaçlanan şey aslında çok basit. Yüz yılı aşkın süredir insanlığın fiziksel görevlerini kolaylaştıran makinelerin, zihinsel dehlizlerimizde boğuştuğumuz sorunlarda da bize yardımcı olabilmesi.
Makineye elmaları renklerine göre ayırmayı öğretmiştik. Fakat rengarenk elmalardan oluşan gerçekçi bir resim yapmasını öğretmekte zorlanıyorduk. Aslında birçok elma ile tanışmış olmasına rağmen elmanın ne olduğunu bilmiyordu. Biraz zaman geçti, elma ile tanıştırmayı başardık. Ancak bu sefer de yeşil ve kırmızıyı tanımasına rağmen sarı elma gördüğü anda kafası karışıyordu. Bir noktadan sonra milyarlarca girdi (data, veri) sayesinde elmaların hepsiyle tanıştırmayı başarmıştık.
Geldiğimiz noktada; yapay zek, kopyaladığı milyonlarca sanat eserinden yola çıkarak elmalarla muhteşem yeni eserler ortaya koyabilecek beceriye sahipti. Ancak bizim istediğimiz sahneyi doğru anlayıp, olumlu yorumlayıp, beklentilerimizi karşılamak konusunda mahir değildi.
Sonra 2010’lu yılların sonuna geldiğimizde GPT ile tanıştık. Generative Pre-training isimli model sayesinde artık yapay zekâ ile konuşurken “Bak bu elmadır” demek zorunda kalmıyorduk. Üstelik onun bunu otomatik olarak tanımasının mutluluğunu yaşıyorduk. 2 yıl sonrasında GPT-2 ile tanıştık ve bu makinenin datasetinin (veri kümesi) daha da arttığını, artık Nevşehir’in bir köyüne özgü olan elmayı bile tanıyabildiğini gördük. Tabii bu sırada Microsoft gibi diğer teknoloji devleri de boş durmuyor, başka modeller geliştiriyordu. Ama 2022 yılına geldiğimizde OpenAI, GPT’nin yeni modelini yani GPT-3’ü duyurduğunda, GPT-2’ye göre 100 kat daha fazla, Microsoft’un Turing NLG modeline göre ise 10 kat daha fazla parametreye sahipti.
Artık ChatGPT’yi duyurup, halkı da geliştirme sürecine dahil etme zamanı gelmişti. 30 Kasım 2022 tarihinde ChatGPT ile tanıştık. Bazılarımız sohbet etti, bazılarımız işlerini ona yıkmaya çalıştı. 2 ay boyunca insanlardan milyonlarca yeni şey öğrenen ChatGPT şimdi yoluna yeni bir ücretli iş modeli ile devam edecek.
Yapay zekânın kısa ama kafa karıştırıcı, pek de dikkatli hazırlanmamış tarihine göz attıysak, asıl konumuza dönelim. Çünkü amacımız yapay zekânın tarihini anlatmak değildi, yapay zekâ ile nasıl iletişim kurduğumuzu gösterebilmekti.
Yapay zekâ ile nasıl iletişim kurulur? Prompt vererek.
İngilizce’de çabuk, hızlı cevap anlamlarına gelen, bilgisayar bilimlerinde ise istemde bulunmak anlamınad kullanılan prompt, yapay zekâ ile iletişimimizdeki komutlarımıza verilen isim. İnsan bir tasarımcı ile çalışırken nasıl ‘brief’ veriyorsak, robot bir tasarımcı olan Midjourney ile çalışırken de ‘prompt’ vermemiz gerekiyor.
İnsanlarla çalışırken; karşıdaki kişinin yaratıcılığını artırabilmek ve kendi derdimizi anlatabilmek için kelimelerimizi dikkatli seçebilmek, iyi örnekler gösterebilmek ve önce kendi istediğimiz şeyi tam olarak kafamızda oturtabilmek gerekiyor. Aynı şeyler yapay zekâ için de geçerli. Ancak konu bir insanla iletişim yerine, bir yapay zekâ ile iletişim olduğu zaman, bir brief verdikten sonra “Biraz yanlış anlamışsın, şunu kastettim” demek de zor oluyor, yapay zekâ zincirleme şekilde kısır bir yanlış anlama döngüsüne giriyor.
O dakikadan sonra, düzeltmeye çalıştıkça daha da batırıyoruz. Bu da, eğer ücretli bir yapay zekâ servisi kullanıyorsak, haklarımızın tükeneceği veya yapay zekâ sunucusunu yorduğumuz, sistemi ağırlaştırdığımız anlamına gelebiliyor.
Tüm bu bilgiler ışığında, yapay zekâya fısıldayan yeni insanlara, yani prompt mühendisliği unvanını verdiğimiz uzmanlara ihtiyaç duyuyoruz.
Yapay zekâ; mail göndermek, rapor yazmak, kod yazmak gibi uzun süren veya sürekli tekrarlayan süreçleri otomatize etmek veya hızlandırmak için sıkça kullanılan ve gelecekte çok daha sık kullanılacak bir teknoloji.
Her ne alanda, ne iş yapıyorsanız yapın, yakın gelecekte yapay zekâ ile iletişim kurmayı öğrenmeniz gerekecek.
Tıpkı bugün bizim Google kullanırken çok rahat çok profesyonel hareket etmemiz, babalarımızın ise Google’a bir şey yazdığında asla istediği şeye ulaşamaması gibi, makinelerle iletişim ‘hayati öneme’ sahip olacak.
Belki prompt mühendisi olmayacağız ancak prompt nasıl verilir, yapay zekâ ile nasıl iletişim kurulur konularını öğrenmemiz gerekecek.
ChatGPT’ye 100*100 kaç eder diye sorulduğunda bazen 1000 diye cevaplayabiliyor. Doğru cevabı alabilmek için “Lütfen 0 sayısının doğru olduğundan emin ol” diye eklemek gerekebiliyor.
İnsani isteklerimizi ve beklentilerimizi robotlara en doğru şekilde aktarabilen uzmanlara Prompt engineer (Prompt Mühendisi) diyoruz.
Prompt Mühendisliği yapacak birinden ne bekleniyor?
İnsanlığın asırlardır hayalini kurduğu “her şeyi yapan tek robot”la yakın zamanda tanışabilecek miyiz bilemiyoruz. Ancak yakın bir gelecekte, ihtiyaç duyduğumuz her şeye hitap eden bir robot türü bulabileceğimizden eminiz.
Tek işi, bizim sağlığımıza ve anlık modumuza göre en uygun kahveyi tespit edip, servis etmek olan bir robot veya çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu psikolojik desteği sağlayan bir robot bulmak mümkün olacak.
Bunların yanında, tarif ettiğimiz bir nesneyi, hızlıca 3D modelleyen platformlar da hayatımıza dahil olmaya başladı. Orta vadede, tarif ettiğimiz nesnenin modelini saniyeler içerisinde oluşturan ve birkaç saatte üreten bir robot 3D yazıcımız da olacaktır. Bu noktada, derdimizi 3D yazıcıya anlatabilmek büyük önem arz edecek. Sonuçta, hiç kimse fıstıklı baklava tarifi verip de kaldırım taşı ile karşılaşmak istemez.
Bu, muhatap olduğumuz yapay zekâ modeline ve parametrelere göre değişkenlik gösteriyor.
ChatGPT, bağlamın detaylı açıklandığı ve sorunun net şekilde sorulduğu durumlarda daha verimli cevap verebiliyor. Görsel oluşturma aracı Midjourney ise kısa ve açıklayıcı cümlelerde daha şaşırtıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Tüm yapay zekâlarda genel kural olarak ise, argo veya jargonlardan uzak durulması gerektiğini söyleyebiliriz.
SaxiFrage, birçok yapay zekâ aracının “tekrarlama” yöntemiyle iyi çalıştığını belirtiyor ve aşağıdaki örneği veriyor.
Dall-E’ye “homer simpson, eating a donut” yazıldığında ortaya çıkan görseller:
Ancak biz, tamamen Homer Simpson odaklı görseller istemiştik. O yüzden Dall-E’ye tekrar, vurgulaya vurgulaya yazmamız gerekiyor:
“homer simpson, from the simpsons, eating a donut, homer simpson, homer simpson, homer simpson”
Bu konuya dair daha detaylı bilgiye ulaşmak için bu sayfayı ve bu sayfayı inceleyebilirsiniz. Ekşi sözlükteki bu entry de yol gösterici olabilir.
Her teknolojide olduğu gibi, yapay zekânın da ortadan kaldıracağı ve ortaya çıkaracağı bazı meslekler bulunuyor. Muhtemelen sadece prompt giremediğimiz için işsiz kalmayız ancak prompt verme becerisi, kariyerimizde yeni kapılar açacaktır. Ancak, her alanda olduğu gibi, uzmanı olmadığımız noktalarda doğru yerlerden destek alarak, açıklarımızı kapatabilriiz. Bu yöntemlerden birisi de Prompt Generator’lar.
Bunun haricinde, gelecekte doğacak ve kaybolacak bazı mesleklere göz atmak faydalı olabilir.
Daha iyi prompt hazırlamayı öğrenene kadar, biraz yardım istemek ayıp değildir! Öyleyse, prompt generator kullanabiliriz.
Yapay zekâ araçlarına prompt girerken, yani brief verirken zorlanıyor olabiliriz. Öğrenme veya uyum sürecinde, prompt generator ismini verdiğimiz yardımcı araçlardan destek alabiliriz.
Örnek üzerinden ilerleyelim. Midjourney için prompt üretmeye odaklanan bu yapay zekâya, 1-2 anahtar kelime verken yeterli oluyor. O sizin için birçok prompt tavsiyesinde bulunuyor. Sonrasında bu önerileri alıp, Midjourney üzerinde muhteşem görseller oluşturabiliyorsunuz.
“ice cream and happy woman” promptunu Midjourney’e girdiğimizde, böyle bir sonuç geldi. Oldukça etkileyici ancak daha orijnal sonuçlar verecek, başka nasıl promptlar girebiliriz?
Hemen Prompt Generator’dan destek alalım.
4. sıradaki detaylı promptu deneyebiliriz.
ice cream and happy woman riding a motorcycle,by thomas kindkade, alphonse mucha, loish, beatriceblue and craig mullins, sparth, ross tran, rossdraws, artgerm, trending on artstation, –no people
Ve sonuç:
Buğra Ayan
Eğitimlerimiz Bilişim Teknolojileri Uzmanı ve WEB3 Derneği YK Başkanı Buğra AYAN tarafından verilmektedir.
*İnternet Sırları(2009)
*Mobil Uygulama Geliştirme(2015)
*Sosyal Ağlar Tarihi(2016)
*Girişimcinin Başucu Kitabı(2017)
*Çocuklar için Python Programlama(2018)
*Miniklerden Dijital Sorular(2018)
*Erzurumla Kodluyorum(2018)
*Eyvah Çocuğum Dijital (2019)
*Uygulamalarla Artırılmış Gerçeklik (2020)
*Algorand ile Blokzincir Geliştirme (2021)
*Covalent API ( 2021 )
*Dijital Varlık Sözlüğü (2021)
*Moonbeam ile Akıllı Kontrat Geliştirme ( 2021 )